Göz çevresi yüz derisinin en ince ve hassas olduğu bölgesidir. Örneğin yanak ve alın derimizin kalınlığı bir havlu kadarsa, göz çevresi derimizin kalınlığı ancak bir mendil kadardır. Bu nedenle göz çevremizin yüzümüzdeki kırışıklıklara en çok eğilimli bölge olduğu söylenebilir. Ayrıca göz çevresi kırışıklıkları estetik açıdan, özelikle kadınların olduğundan daha yaşlı görünmesinde diğer faktörlere göre daha etkili olduğu ve psikolojik olarak da büyük baskı oluşturacağı için, onun nedenlerini öğrenerek gerekli önlemleri almak, oldukça önemlidir.
Kuruluk
Kuruluk, göz çevresi kırışıklığının en önemli sebeplerinden biridir. İlk önce, sebum (Yağ bezlerinin cildi korumak için ürettiği yağ.) salgılanma miktarının az olmasıyla birlikte, ince yapısından dolayı, göz çevresinin nemliliği koruma gücü zayıf, kurumaya eğilimli bir özelliği vardır. Sanki meyvelerde de olduğu gibi, ciltler de nemliliği kaybedince, solarak sıkılığını kaybeder ve ilk başta ince çizgiler meydana gelir. Eğer bu süreçte düzenli olarak cildi nemlendirmeye özen gösterilmezse, ince çizgiler daha da derinleşerek ince kırışıklıklara dönüşür ve giderilmesi daha da zorlaşır. O yüzden kırışıklıkları önlemek ya da oluşan kırışıkları yok etmek açısından olsun, ilk başta gelen yöntem de, göz çevresini düzenli nemlendirmektir.
Nemlendirme ürünlerini seçerken kırışıklığın durumuna göre doğru ürünü seçmek de önemlidir. Kaybolan çizgi halindeki ince kırışıklıklar için hücreler arası lipidlerin ana bileşeni olan seramid,(Bariyer tabakasının etkinliği için gerekli olan cildimizde doğal olarak bulunan lipitlerdir.) hyaluronik asit,(Cildin nemli ve esnek olmasını sağlayan vücudun kendi kendine ürettiği doğal bir asittir.) kollajen (Esas görevi dokulara esneklik sağlamak olan vücutta bol miktarda bulunan protein.) amino asitler gibi nemlendirici içerikli ürünlerin kullanılması tavsiye edilir. Cildin dermis katmanına kadar ilerleyen, kaybolmayan derin kırışıklıklar, cildin sıkılığını destekleyen kollajen ve elastin maddelerinin azalmasından dolayı oluştuğu ve kollajen, elastinlerin molekül boyutu da büyük olduğu için, dıştan kullanmakla bu maddeler cildin dermis katmanına kadar geçemeyecektir. O yüzden bu tür kırışıklıklar için kollajen ve elastin içeren krem veya serumlar değil, askorbil fosfat, büyüme faktörleri ve retinol gibi kolajen çoğaltıcı maddeler içeren gıda takviyeleri alınmalıdır.
Yaşlanma
Yaşın ilerlemesiyle meydana gelen göz çevresi kaslarının zayıflaması, göz çevresi kırışıklıklarının en önemli nedenlerinden biridir. İnsan gençken cilt ve kasları belli bir elastikiyete, güce sahip olduğundan dolayı, bir anlığına oluşan kırışıklıklar kasların desteklemesi ve elastik gücüyle hemen eski haline dönecektir. Ama yaşın ilerlemesiyle doğal olarak kasların da gücü zayıflar, cildin sıklığını sağlayan kolajen, elastinlerin üretimi de azalacağı için, ciltler de elastikiyetini, kaybeder. Böylece kırışıklıkların kolayca oluşmasına müsait bir durum oluşur. Mimik hareketler ve başka sebeplerden oluşan, önceden hemen eski haline geri dönen, ince kırışıklıklar bu müsait ortamda artık kaybolmadan yerleşmeye başlar ve zamanla derin kırışıklıklara dönüşür. Güldüğünüzde oluşan göz çevresi kırışıklıkları bu tür kırışıklıklardandır.
Ultraviyole ışınları
Ultraviyole ışınları, çıplak gözle görülmeyen, farklı dalga boyutlarındaki güneş ışığıdır ve dalga boyuna göre UVA, UVB, UVC olarak üçe ayrılır. Ama bunlardan UVC ozon tabakasını delemediği için, bize kadar ulaşıp her gün cildimize temas edenler UVA ve UVB ışınlarıdır.
Ultraviyole ışınları, D vitaminini sentezleme, sterilizasyon gibi faydalı etkilere sahiptir. Fakat aşırı maruz kalmak, kırışıklık, leke, yaşlanmanın hızlanmasına neden olabilir.
Öncelikle, UVA ışınları, nüfuz etme gücü çok yüksek olduğundan dolayı, cilt epidermisini geçerek, dermis katmanına kadar ulaşarak, cilde sıkılık, nemlilik veren kolajen, elastin ve hyaluronik asitleri üreten hücrelere zarar verir. Bunun sonucunda cilt elastikiyetini, sıkılığını kaybederek, cildin kırışması ve sarkmalarına yol açar. Ayrıca, UVA ışınları yanık ya da enfeksiyon gibi bir görüntü oluşturmayacağından bilip bilmeden cildimize zarar vermiş olacaktır. Bizim günlük maruz kaldığımız ultraviyole ışınlarının 95% UVA ışınları, diğer 5%’i de UVB ışınlarıdır.
UVB ışını, bildiğimiz güneş yanığının nedenidir. UVA ışını gibi cildin dermis katmanına kadar ulaşamasa da yanık, enfeksiyon şeklinde epidermise büyük zararlar verebilir.
Bunlardan başka, ultraviyole ışınları cildin turn-over dengesini bozup, bariyer fonksiyonunu zayıflatacağı için, cildin kendi nemliliğini koruma gücü de zayıflayarak, cildin kurumasına sebep olacaktır. Bildiğimiz gibi kuruluk cilt kırışıklığının en önde gelen nedenlerinden biridir.
Ultraviyole ışınlarının miktarı, hava durumu, mevsimlere göre değişir. Sanki bulutlu ve yağmurlu günlerde ultraviyole ışınlarından korunmaya gerek yok gibi zan etsek de, bulutlu günlerde güneşli havanın 50-60%’i kadar, yağmurlu günlerde bile 30% kadar ultraviyole ışını vardır. Ultraviyole ışınlarının kış mevsiminde az olduğu düşünülse de, Şubat ayında bile yaz ortasının 80% kadar ultraviyole ışını vardır. O yüzden ultraviyole ışınlarından korunmak yılın her mevsimi ve her hava koşullarına yönelik olması, ayrıca ince ve hassas olan göz çevresini korumak için güneş kremlerine ek olarak geniş ağızlı şapka, ultraviyole ışınlarını kesen gözlük takma gibi yöntemler de uygulanabilir.
Fiziksel uyarımlarÇoğu kişinin pek umursamadığı hareketler olsa bile, aslında makyaj temizleme, kaşıntı veya başka sebeplerle gözü sertçe ovuşturma alışkanlığı da göz çevresi kırışıklıklarına neden olan önemli sebeplerden biridir. Belirtildiği gibi göz çevresinin cildi çok ince ve hassas olduğundan dolayı, bu tür fiziksel baskılar cilt boynuzlu tabakasını bozarak, cildin bariyer fonksiyonunu zayıflatır ve bunun sonucunda cildin kendi nemliliğini koruma gücünün düşmesiyle cilt kuruluğuna neden olur. O yüzden makyaj temizlerken ya da başka sebeplerden olsun, gözü sertçe ovuşturmaktan olsun imkan olduğu kadar kibarca yapmaya özen göstermek lazım.
Gözün yorgunluğu
Kırışıklıklarla fazla ilgisi yok gibi gelse de, aslında gözün yorgunluğu çağdaş insanların göz çevresi kırışıklıklarının önemli nedenlerinden biridir. Özellikle uzun süre bilgisayar veya akıllı telefon kullanmak sadece göz küresi değil, göz çevresini de yorar ve kan dolaşımının yavaşlayıp, metabolizmasının zayıflamasına neden olur. Göz çevresi metabolizmasının zayıflaması cildin turn-over dengesinin bozulması ve gereksiz maddelerin birikip, cildin donuklaşması ve kırışmasına yol açabilir. O yüzden uzun süre bilgisayar veya akıllı telefon kullanırken, arada mola vererek gözleri dinlendirmek, göz çevresi kırışıklıklarını önlemek için faydalıdır. Ayrıca piyasada satılan gözü ısıtıcı maske ile göz maskesi yapmak, göz çevresine kibarca masaj yapmak da etkili yöntemlerdir.
Göz makyaj
Fondöten, maskara ve ışıltılı, sedefli göz farı gibi göz makyajları çıkma sı zor olan maddeleri içerir. Onu çıkarmak için kullandığımız makyaj temizleme ürünleri güçlü temizleme gücüyle, sadece makyajları değil, cildin nemliliği de alarak, cildin kurumasına neden olabilir. Bunun dışında, ter temiz çıkarttığımızı düşünsek de yoğunluk veya üşenme gibi nedenlerden dolayı makyajları her zaman tamamıyla çıkartamayabiliriz. Makyaj kalıntıları zamanla cildin matlaşması, kırışması ve sivilce gibi her türlü cilt sorunlarına neden olabilir. Bu sebeplerden dolayı makyaj ve temizleme ürünleri için imkan olduğu kadar zararsız içerikli ürünleri tercih etmeye, temizlerken makyaj kalıntılarının kalmamasına ve temizledikten sonra hemen nemlendirip bakım yapmaya özen göstermemiz gerekiyor.
Kontakt lens kullanımı
Gerçi, göz çevresi kırışıklığıyla herhangi bir ilgisi yokmuş gibi gözükse de, gözü yorması sonucu yukarıda belirtildiği gibi kırışıklıklara neden olacağından dolayı, kontakt lens takmanın da göz çevresi kırışıklığının bir tane nedeni olduğunu bilmemiz gerekiyor.
Özetle, göz çevresinin aşırı hassas olmasından dolayı, yaşam alışkanlıklarımızdaki çok umursamadığımız küçük yanlışlar bile zamanla kırışıklıklara neden olabilir. O yüzden yukarıda özellikle bahsedilen nedenlere karşı göz çevremizi doğru ürünlerle düzenli olarak nemlendirmemiz, elimizden geldiğince ultraviyole ışınlarının zararından korumamız, göz çevremizi sert ovalamamaya, uzun süren göz yorucu çalışmalar esnasında belli aralıklarla gözümüzü dinlendirmeye özen göstermemiz, sağlıklı, temiz içerikli makyaj ürünleri kullanmaya ve cildimizi makyajdan tamamen arındrımaya gayret etmemiz gerekiyor. Hatta, kontakt lens takmanın da göz çevresi kırışıklığın sebep olabileceğini unutmadan, zorunlu olmayan durumlarda kontakt lens kullanmaktan kaçınmamız lazım.
Dr. Ablet Uygar