Saç dökülmesi ile ilgili bilmeniz gerekenler

Saç dökülmesi ile ilgili bilmeniz gerekenler

  Günlük yaşam içerisinde her gün ister istemez defalarca saçımıza dokunuruz ve bazen dökülüp parmaklarımıza dolaşan saç tellerini görürüz. Bildiğimiz gibi saçın dökülmesi aslında yerine yenisinin çıktığı,  endişeye gerek olmayan doğal bir süreçtir. Ama bu süreçte dökülen saçların da belli bir miktarı olup, parmaklarımıza dolaşan seç tellerinin daha fazla olması ve bu olayla daha sık karşılaşmamız halinde, saçımızın durumunu bir kere gözden geçirip, olumsuzluklara karşı zamanında önlem almamız, saçımızın sağlığı ve onu korumak açısından önemlidir. Ama bunu yapabilmek için de öncelikle günlük normal bir saç dökülmesinin ne kadar olduğu, saçın kötü durumuna işaret eden faktörler, anormal saç dökülmesine karşı ne tür yöntemler uygulamayız gibi en temel bilgileri bilmek zorundayız. Bu yazıda imkan olduğu kadar basit bir şekilde bu konulara açıklık getirilmiştir. Herkesin, özellikle saçlarıyla ilgili herhangi ufak bir endişesi olanların okuması kesinlikle yararlarına olacaktır.

Saç_dökülmesi_ile ilgili_bilmeniz_gerekenler

  Genelde günlük normal bir saç dökülme miktarı ne kadar?

  Öncelikle, saçın dökülmesi endişeye gerek olmayan normal fizyolojik bir süreçtir. Günde doğal olarak 50-100 tane saç teli dökülmesinin normal olduğu söylenir. Ayrıca bu miktar mevsimlere göre değişiklik gösterir. Özellikle saçın en çok döküldüğü sonbahar döneminde günlük dökülmemin 200 taneye kadar çıkacağı bilinir. Günde 200 tane saçın dökülmesi sanki endişe verici bir durum gibi gelse de, aslında saçlar sadece dökülmez, dökülen saçların yerine yeni ve sağlam saçlar çıkar, saçın toplam miktarı korunur. Bu açıdan baktığımız zaman aslında önemli olan saçın kaç tane döküldüğü değil, saç hacminde azalma olup olmadığıdır. Ama saç hacmindeki azalmanın pek kolay fark edilemediği ve fark edildiğindeyse durumun ilerlemiş olma ihtimalini düşündüğümüzde, günlük saç dökülmemizde anormallik olup olmadığına hüküm edecek kriterlere ihtiyacımız doğuyor. Aşağıdaki 3 kriter bizim bu konudaki kuşkularımızı büyük ölçüde çözmüş olacaktır.

normal_bir_saç_dökülme_miktarı_ne kadar

Anormal saç dökülmesinin kriterleri

Günlük saç dökülmemizde anormallik olup olmadığını aşağıdaki 3 kritere göre belirleyebiliriz.

    1. Bir günde 300 taneden fazla dökülürse,
        Eğer günlük dökülen saç sayısı 300 taneyi geçerse, anormal saç dökülmesi olduğunu düşünebiliriz.
        2. Yastıklarımızda belirgin miktarda dökülen saç tellerini görürsek,
            Sabah kalktığımızda dikkat edersek, yastığımızda kaç tane saç teli gördük? Eğer normale kıyasla çok fazla bir artış varsa, anormal saç dökülmesi olarak düşünebiliriz. Özellikle dökülen saçlar kafamızdaki saça göre kısa ve ince telliyse, saçların beslenme yetersizliğinden dolayı döküldüğü tahmin edilir ve sebepleri tespit edilip, zamanında tedbir alınması gereklidir.
            3. Banyo gideri dökülen saçlarla daha çok sıklıkla tıkanırsa

                 Gün içindeki en çok saç dökülmesinin saç yıkarken gerçekleştiği bilinir. O yüzden duş alırken belli bir miktarda saçın dökülmesi normal karşılanması gereken bir durumdur. Ama duştan sonra banyo giderine dolaşan saçların normale kıyasla çok fazla olması ve hatta günlük temizlenmiş olmasına rağmen gider ağzını tıkaması, kesin olarak anormal saç dökülmesini işaret eder. Bu durumda ilk önce saç yıkama yöntemimiz ve şampuan tercihimizin doğru olduğunu mutlaka teyit etmemiz lazım. Sonrasındaysa saçımızın genel durumunu değerlendirerek, gerekli yöntemleri belirlemeliyiz.

                 Yukarıda bahsedilenler anormal saç dökülmesini işaret eden önemli kriterler olup, müdahale edilmezse saç seyrekliği ve hatta kelliğe yol açabilir. O yüzden zaman kaybetmeden nedenleri araştırılıp ortadan kaldırılması, durumun daha da kötüleşmemesini önlemek ve saçımızın sağlığını korumak açısından çok önemlidir.

              Anormal saç dökülmesini azaltmak için 8 yöntem

                 Saç dökülmesi, çok yönlü ve çok özen gösterilmesi gereken bir konu olup, anormal saç dökülmesini gidermek için, belki daha birçok yönteme başvurmamız gerekebilir. Aşağıda öncelik verdiğimiz 8 tane yöntem üzerinden açıklamaya çalışacağız.

                1. Saç onarıcı ürün kullanmak

                     Saç onarıcıları genelde saçın sağlığını destekleyen içeriklerden oluşur ve saç dökülmesini önleyip, saçı güçlendirmesi beklenir. Saç onarıcıları bir an önce saç dökülmesini kontrol etmek isteyen, saçını incelmiş hisseden, saç hacmini arttırmak isteyenler için tavsiye edilir.

                    2. Şampuan seçimini doğru yapmak

                      Şampuan_seçimini_doğru_yapmak

                        Şampuanın içerdiği temizleyici etken maddenin çeşidi ve cilt tipimiz, şampuan seçiminin anahtarıdır. Şampuanda kullanılan temizleyici etken maddesinin aşağıdaki gibi çeşitleri bulunur.

                      • Sülfürik asit temizleme maddesi
                      • Amino asitli temizleme maddesi
                      • Betain temizleme maddesi
                      • Glukozit temizleme maddesi

                        Şampuan seçimi daha geniş çaplı bir yazıyla üzerinde özelikle durulması gereken bir konu olduğu için burada fazla değinmeyeceğiz. Ama saç dökülme sorunu olan kişilerin tercih etmesi gereken en doğru şampuanın, amino asitli şampuan olduğuna değinmek isteriz.

                        3. Yemek alışkanlıklarını düzeltmek

                          Yemek_alışkanlıklarını_düzeltmek

                           Sağlam bir kafa derisi ve saçı elde etmek için yemek alışkanlıklarımızı düzeltmek her zaman özen göstermemiz gereken önemli bir konudur. 

                            Yemeklerle alınan besinler öncelik olarak kalp, beyin gibi hayatı organlara gönderilir ve saçlar son sırada yer aldığı için besin yetersizliği oluşumuna çok yatkındır. Besin yetersizliği, zorlu diyet uygulayanlar veya yemek seçen kişilerdeki saç dökülmesinin en sık görülen nedenlerinden biri olabilir. O yüzden, saç dökülmesine neden olacak besin yetersizliğinin oluşmaması için,  saçımıza gerekli besin maddelerini düzenli bir şekilde almaya özen göstermemiz gereklidir.    

                           Vitaminler

                          Vitaminler

                            Vitamin, kafa derisi ortamını iyileştirme, hücrelerin metabolizmasını hızlandırma etkilerine sahip olup, saç için çok önemli besin maddesinden biridir. Eksik olduğu takdirde, her ne kadar düzenli bir şekilde saç bakımı uygulasak da, ne yazık ki,sonuç itibariyle saç uçlarının çabuk kırılması, saçın yıpranıp kopması gibi sorunlara karşı karşıya kalırız. Bu yüzden saç sağlığı için gereken vitaminlerin neler olduğunu bilmek ve onun yeterli alınmasını sağlayan beslenme alışkanlığını oluşturmak oldukça önemlidir.

                          A vitamin: A vitamini, saçların uzamasına ve parlak görünmesine yardımcı olur. Eksik olduğu takdirde saç dökülmesi, saç derisinin kuruması ve kepeklenmesine yol açar. Karaciğer, yumurta sarısı, havuç, ıspanak, patates, balkabağı, brokoli, pırasa, maydanoz, mercimekler zengin miktarda A vitamin içerir.

                          B vitamini grubu: B vitaminleri saç için gerekli olan proteinlerin üretilmesini destekler, hücre bölünmesini etkinleştirerek saçın uzamasını hızlandırır. Bunun dışında, saçın parlaklığı, sağlam yapısını koruyup, dökülmesini önleme açısından da çok önemli bir vitamin çeşididir.  Kırmızı et, tavuk, karaciğer, ton balığı, yumurta sarısı, yeşil yapraklı sebzeler, baklagiller, portakal, kuruyemişler B vitamini açısından zengindir.

                          C vitamini: Saçı güçlendirme açısından olmazsa olmaz maddelerden biri olan kolejenin üretimine katkı sağlayan C vitamini eksikliğinde saçlar çabuk kırılır, görsel olarak da parlaklığını yitirip güçsüz görünür. Limon, portakal, greyfurt, mandalina, kivi, çilek, brokoli, domates gibi meyve ve sebzeler C vitamini deposudur.

                          E vitamini: E vitamini, yeni saç hücrelerinin oluşumu ve onarımında etkili olup, sahip olduğu antioksidan etkisiyle hücreleri oksidasyondan koruyarak saça parlaklık verir, saç dökülmesini önler. Bunun dışında, E vitamini, kan akışını iyileştirdiği için, besinlerin saça daha iyi bir şekilde iletilmesini sağlayıp, saçın büyümesine yardımcı olur. Buğday, mısır yağı, soya fasulyesi yağı, domates, ıspanak, kereviz, lahana, maydanoz, kuru kaysı, ceviz, badem, fındık, fıstık, ay çekirdeği gibi gıda, sebze ve kuruyemişler en önemli E vitamini kaynağıdır.

                          Çinko: Çinko saçın ana bileşeni olan keratinin sentezinde mutlaka gerekli olan bir elementtir.  O yüzden, çinko eksikliği varsa, saçın yeniden üretilmesi mümkün olmayacak ve saç kalitesi bozulup, kırılarak dökülmesine yol açar. Kırmızı et, tavuk eti, karaciğer, balık, yumurta sarısı, tahıllar, badem, ceviz gibi kuruyemiş, bal, kepek ekmeği gibi gıdalar bol miktarda çinko içermektedir.

                          Protein: Vitaminler ve çinko saçın oluşumu, büyümesini destekler, ama doğrudan saça dönüşmezler. Saçın ana bileşeni, yukarıda da adı geçtiği gibi bir protein çeşidi olan keratin'dir. Protein eksikliği varsa, ne kadar vitamin veya çinko tüketirsek tüketelim, saçımızın oluşumu mümkün olmayacaktır. Kırmızı et, beyaz et, baklagiller, süt, yumurta, kabak çekirdeği, peynir, bademler en zengin proteinli gıdalardır. Bazı insanlar diyetinden dolayı et yemeyebilir, ancak saç ve vücut için yeterli protein almak önemlidir.

                            4. Zihinsel streslerden arınmak

                                 Zihinsel stres, otonom sinir sisteminin bozulmasına neden olabilir.
                              Otonom sinir sistemi bozulursa, kafa derisinin sebum dengesi kaybolur ve aşırı sebum salgılanan bir durum meydana gelir. Sebum normalden fazla salgılanınca gözenekler de kolayca tıkanabilir. Gözenekler tıkanırsa, saçın beslenmesinde sorunlar oluşabilir, saçın büyümesi yavaşlar, saçlar incelir ve sonunda dökülmesine yol açabilir.

                                5. Yeterince uyumak

                                           bayanlar_Yeterince_uyumak Erkekler_Yeterince_uyumak

                                     Uyurken vücudun çeşitli dokularını onarmak için "büyüme hormonu" salgılanır. Bu büyüme hormonu kafa derisi ve saçı besleyen "Matrix hücreleri" ni tetikler. 22:00 ile 2:00 arası büyüme hormonlarının en fazla salgılandığı saatler olup, uykuya girdikten yaklaşık 30 dakika sonra salgılanmaya başlar ve yaklaşık 3 saat sonra zirveye ulaşır.  Büyüme hormonu salgılanmaz veya azalırsa, saç hücrelerinin onarımı da gerçekleşemez. O yüzden, uzun süre devam eden uyku yetersizliği, saçların kırılması, uçlarının bölünmesi, saçların zamansız ağarması ve dökülmelerine yol açar. Günlük İdeal uyuma süresi kişisel farklılıklar gösterse de, günde en az 6 saat uyunması tavsiye edilir.

                                    6. Sigara ve içkiyi bırakmak

                                         Eğer sigara içme veya alkol kullanma alışkanlığı olan kişilerin saçlarıyla ilgili endişeleri varsa sigara ve alkolü hemen bırakmalıdır. Çünkü, sigara damarları kasma etkisi olan nikotin içerir. Damarlar kasılınca, kan dolaşımı kötüleşir ve saça besin maddelerinin ulaşması zorlaşır. Alkole gelince, uygun miktarda olursa, kan dolaşımını iyileştirir. Ama fazla alkol, saçların incelmesine neden olan "DHT" hormonunu üretir. Yukarıdaki nedenlerden dolayı saç dökülmesini azaltmak için sigarayı hemen bırakmak, alkolü de kontrollü bir şekilde almaya dikkat etmek veya tamamıyla bırakmak gerekir.

                                        7. Perma ve saç boyamaktan kaçınmak

                                            Kimyasal bir işlem olan perma, uygulanırken saçlar en az 1 saat kimyasallarla beraber yüksek ısıya maruz kalır. Bu da saçların zayıflamasına, güçsüzleşmesine ve dökülmesine neden olabilir.

                                            Saçı boyamak günümüzde birçok insanın beyazları kapatmak veya estetik keyif alma amacıyla tercih ettiği yöntemlerden biri olup, psikolojik olarak gerçekten çok faydalı bir işlemdir. Ama saç boyası çeşitli kimyasal içerdiğinden dolayı saçta kırılma, yıpranma, kepeklenme, saç diplerinde yara oluşumu, saç dökülmesi gibi zararları da vardır. Hatta aşırı sıklıkta saç boyası kullanmanın lenfoma kanseri riskini arttırdığı da bilinmektedir. Görüyoruz ki, perma ve saçı boyamak saç dökülmesini önleme açısından hiç hafife alınmayacak nedenlerden olup, mecbur kaldığımız durumlarda bilgisine güvendiğimiz bir kuaföre danışmamız ve daha az tahriş edici ilaçları kullanması yönünden istekte bulunmanız önerilir.

                                            8. Şekillendirici ajanı aşırı kullanmamaya dikkat etmek

                                                Balmumu gibi saç şekillendirici ajanı kullanıyorsanız, çok fazla kullanmamaya dikkat edin. Çünkü saça çok fazla şekillendirici ajan uygulayınca şampuanla tamamıyla temizlenemeden gözeneklerin tıkanmasına neden olabilir. Ayrıca dikkatsizlikten kafa derisine sürülen saç şekillendirme ajanları daha kolaylıkla gözenekleri tıkar ve saç dökülmesine neden olabilir. O yüzden saç şekillendirme ajanı kullanıyorsanız, miktarına dikkat etmeniz ve kullandığınız gün kesinlikle şampuanla tertemiz yıkamanız gereklidir.

                                                Yukarıda anormal saç dökülmesi ve ona karşı uygulanması gereken 8 yöntemi kısaca açıkladık.  Ama şunu da bilmemiz gerekiyor ki, dökülen her saç teli veya kafa derimizin durumu da saçın sağlığıyla yakından bağlantılı olup, belki saçı dökülmeden önce fark etme ve erkenden önleme konusunda bize daha çok önemli bilgiler verecektir. Aşağıda anormal saç dökülmesi dışında, saçın sağlıksız olduğu ya da olma riskini işaret eden 6 tane durumdan kısaca bahsedeceğiz. Bunları da okuduktan sonra saç dökülmesi ile ilgili en azından bilmeniz gereken genel bir bilgiye sahip olacaksınız.

                                              Anormal saç dökülmesi dışındaki saçın kötü durumunun işaretleri 

                                                1. Dökülen saçın kökünün siyah olması

                                                    Dökülen saçınızın kökünün siyah olduğu durumla hiç karşılaştınız mı? Genelde doğal olarak dökülen saçların kökleri hem yuvarlak hem beyaz olur.
                                                  Bu, o saçın tamamen büyüyüp, sonunda büyüme döneminin bittiğinin kanıtıdır ve dökülmesi normal bir süreçtir. Ama kökleri daha siyahken dökülenler, büyüme sürecini henüz tamamlamamış saçlardır. Bu durumda, saçlarda beslenme yetersizliği olduğu düşünülmektedir.

                                                    2. Dökülen saç tellerinin ince ve zayıf olması

                                                        Dökülen saç tellerinin normal saçımıza kıyasla ince ve zayıf olması da dikkat etmemiz gereken bir durumdur. Bu durumun da saçların beslenme yetersizliğinden dolayı ortaya çıktığı düşünülür. Eğer bu şekilde devam ederse tüm saçların beslenme yetersizliği, sonucunda da daha geniş çaplı saç dökülmesine yol açabilir. O yüzden dökülen saçların ince ve zayıf olduğunu fark ederseniz, beslenme alışkanlıklarınızı bir kere gözden geçirmeniz gerekir.

                                                        3. Kafa derisinde kızarıklık veya egzamanın olması

                                                          Kafa derisinde kızarıklık

                                                            Sadece dökülen saçlar değil, aynı zamanda kafa derisinin durumuda, saçın sağlığını ölçme açısından çok önemli bir faktördür.  Kafa derisinde kızarıklık veya egzama varsa, iltihaplanma gibi kafa derisi sorunlarını olduğu muhtemeldir.
                                                          Kafa derisinin iltihaplanması esas olarak şampuanlar ve saç şekillendirici ajanlar gibi saç ürünlerin tahrişine bağlı olabilir. Ayrıca, yaz aylarında UV ışınlarına uzun süre maruz kalınan durumlar dada, güneş yanığı nedeniyle kafa derisi iltihaplanması meydana gelebilir. Bu tür iltihaplanmaya bağlı saç dökülmesinin mevcut olduğu durumlarda dermatologlara danışmak en doğru bir çözüm yoludur.

                                                            4. Aşırı kepeklenme

                                                              Aşırı_kepeklenme

                                                                Saç derisindeki aşırı kepeklenmenin birkaç nedeni vardır. Öncelikle, kafa derisinin sebum dengesinin bozulması, aşırı kepeklenmenin en sık görülen nedenlerinden biridir. Diğer bir neden ise, kafa derisindeki yerleşik bakterilerin dengesinin bozulup, bakterilerin normalden fazla çoğalmasıdır. Hangi durum olursa olsun, kafa derisi ortamının kötü olduğu açıktır ve kullandığımız şampuan, ayrıca yaşam alışkanlıklarımızı gözden geçirmemiz gereklidir.

                                                                5. Kafa derinin aşırı yağlanması

                                                                  Kafa derinin aşırı yağlanması

                                                                    Kafanıza dokunduğunuzda parmaklarınızın yapışkan olduğunu hissediyorsanız, bu, ekstra salgılanan sebumun parmaklarınıza yapışmasındandır. Sebumun ekstra salgılanması, şampuanın temizleme gücünün uygun olmaması ya da yanlış yöntemle kullanılmasındandır. Yağlı cilde sahip olanlar, temizleme gücü güçlü olan bir şampuan seçmesi, ayrıca şampuanlamadan önce suyla bir kere ön yıkaması tavsiye edilir. Tersine, kuru cilde sahip olanlar, daha yumuşak bir şampuan seçmeli ki, temizleme gücü çok güçlü bir şampuan kullanması, aşırı sebum salgılanmasına neden olabilir. Yanı, amino asit bazlı temizleme gücü hafif olan yumuşak bir şampuan seçmek gerekir.

                                                                    6. Kafa derisinin kasılması

                                                                      Kafa derisinin kasılması

                                                                       Kafa derisi de omuz ve boyun gibi, duruma göre kasılabilir.  Bu durum, uzun süre bilgisayar veya akıllı telefon kullananlarda daha çok görülebilir. Kafa derisi kasılınca, saçın beslenmesi de kötüleşir. İki elimizle kafa derimizi hareket ettirmeyi deneyelim. Eğer hareket etmesi zorsa, bu ihtimali düşünmemiz ve kafa derimize sık sık masaj uygulayarak kafa derimizi rahatlatmamız gerekir. 

                                                                       

                                                                       Dr. Ablet UYGAR 

                                                                       

                                                                      vuvu

                                                                       

                                                                       

                                                                       

                                                                       

                                                                      Bloga dön

                                                                      Yorum yapın

                                                                      Yorumların yayınlanabilmesi için onaylanması gerektiğini lütfen unutmayın.